Göz altı ışık dolgusu günümüzde sık uygulanan popüler bir uygulamadır. Çünkü bu yöntemle, göz altındaki bazı problemlere müdahale edilir. Özellikle morluk, koyu halkalar, torbalanma ve şişlik gibi problemler hedef alınır. Ayrıca bu tedavi, nem kaybına uğramış bölgeye nem ve hacim kazandırarak cildi yeniden canlandırır. Hiyalüronik asit, peptitler ve antioksidanlar içeren formülü sayesinde, göz altı bölgesi daha parlak ve pürüzsüz bir görünüm kazanır. Dolayısıyla göz altı ışık dolgusu, güzellik rutinlerinde giderek daha fazla tercih edilen bir tedavi olmaktadır.
Gözaltı Işık Dolgusunun Faydaları
Gözaltı ışık dolgusu, hafif ve orta dereceli problemlere çözüm sunar. Cerrahi olmayan bu yöntem, hızlı ve etkili sonuçlar vaat eder. Ayrıca tedavi, göz çevresindeki çukurları doldurarak ışığı daha iyi yansıtır ve bu durum göz altındaki morlukların ve kararmaların daha az görünmesine yardımcı olur. Bu çukurluğun doldurulması ile kişi daha zinde bir görünüme kavuşur. Aşağıdaki maddeler, gözaltı ışık dolgusunun sunduğu temel faydaları özetlemektedir:
- Göz çevresindeki derinlikleri azaltarak, yüzün daha genç ve dinlenmiş görünmesine olanak tanır.
- İçerdiği hiyalüronik asit, peptitler ve vitaminler sayesinde, cildin nem dengesini yeniden sağlar.
- Göz altındaki çukurların yükseltilmesi, yanaklarla aynı hizaya gelmesini sağlar ve bu yüzün harmonisini artırır.
- Tedavi sonrası göz altlarının daha aydınlık ve taze bir görünüme kavuşması, kişinin genel ifadesini olumlu yönde değiştirir.
- Yorgun ve yaşlı görünümün önüne geçerek, kişinin daha mutlu ve canlı bir ifadeye sahip olmasına katkıda bulunur.
Göz Altı Işık Dolgusunun Uygulama Süreci
Göz altı ışık dolgusu uygulaması özen gerektirir. Öncelikle, göz altı bölgesi antiseptik bir solüsyonla temizlenir. Ardından, hastanın konforu için tedavi alanına özel uyuşturucu kremler sürülür. Uyuşma tamamlandıktan sonra, dolgu maddesi dikkatlice ve kademeli olarak kanül aracılığıyla enjekte edilir. Dolgu işlemi esnasında oluşabilecek küçük kızarıklıklar, tedavinin doğal bir parçasıdır ve birkaç saat içinde geçer.
- Dolgu maddeleri: Hyalüronik asit içerir.
- Uygulama süresi: İşlem yaklaşık 15 dakika sürer.
- İyileşme süreci: İşlem sonrası kızarıklık, birkaç saat içinde azalır, morluk çok nadiren olur.
Uygulamadan hemen sonra günlük yaşama dönüş yapabilirler. Tam etki için dolgunun oturması ortalama 7-10 gündür. İşlem sırasında ve sonrasında minimal ağrı yaşanır ve bu da tedavinin güvenliğini artırır. İşlemin başarısı büyük ölçüde uygulamayı yapan doktorun tecrübesine bağlıdır. Dolayısıyla, göz altı ışık dolgusu yaptırmayı düşünen kişilerin deneyimli bir doktor seçmeleri önerilir.
Göz Altı Işık Dolgusunun Kalıcılık Süresi
Göz altı ışık dolgusu etkisi, uygulanan kişinin özelliklerine bağlı olarak değişir. Etkinlik süresi genellikle aşağıdaki faktörlere göre belirlenir:
- Kişinin genetik yapısı,
- Yaşam tarzı,
- Uygulanan dolgu miktarı.
Hiyalüronik asit içeren bu dolgu, yaklaşık olarak 1-1.5 yıl civarında etkili olabilir. Sonrasında dolgunun canlandırıcı etkisi azalmaya başlar. Bu durumda, göz altı bölgesindeki tazelik ve canlılık hissini sürdürmek için tekrar bir uygulama yapılması gerekebilir. Dolayısıyla, tedavinin etkisi kişisel faktörlere göre uzayabilir ya da kısalabilir.
Göz Altı Işık Dolgusu Kimler İçin Uygun Değildir?
Göz altı ışık dolgusu, belirli durumlar altında bazı bireyler için risk taşıyabilir. Özellikle hamileler bu tedaviyi tercih etmemelidir. Çünkü medikal bir işlem olmasına rağmen, bu dönemlerde uygulanması önerilmez. Ayrıca otoimmün hastalıkları olanlar veya kan pıhtılaşma problemleri yaşayanlar için de bu uygulama sakıncalı olabilir. Bunlar:
- Hamile kadınlar
- Otoimmün hastalığı olan bireyler
- Kan pıhtılaşma sorunu yaşayanlar
- Gözaltında sarkma ve gevşekliği olan ileri yaştaki hastalar
Bu kişiler, alerjik reaksiyon riski ve diğer komplikasyonlar nedeniyle tedaviden kaçınmalıdır. Dolayısıyla tedavi öncesinde doktor tavsiyesi almak şarttır.
Göz Altı Işık Dolgusu ve Alerjik Reaksiyon Riski
Göz altı ışık dolgusunda hyalüronik asit kullanımı yaygındır. Bu madde vücutta doğal olarak bulunduğundan dolayı alerjik reaksiyon riski oldukça düşüktür. Aynı zamanda dolgu maddeleri, cilde uyum sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. Hiyalüronik asidin cilde faydaları birçok açıdan değerlendirilmektedir:
- Ciltteki elastikiyetin korunmasına katkıda bulunur.
- Dokuların onarılmasına yardımcı olur, bu sayede yaşlanma süreci yavaşlar.
- Cildin nemlenmesine daha canlı bir görünüm kazanmasına olanak tanır.
Bunların yanı sıra dolgu malzemesinde bulunan vitaminler, mineraller ve diğer bileşenler, cilt yapısıyla uyumlu olduğundan göz çevresi için zararlı bir etki oluşturmaz. Dolayısıyla göz altı ışık dolgusunun alerjik reaksiyona sebep olma ihtimali oldukça düşüktür. Bu nedenle birçok kişi için güvenli bir seçenek olarak ön plana çıkar.
Göz Altı Işık Dolgusu Sırasında Karşılaşılabilecek Yan Etkiler
Göz altı ışık dolgusu uygulaması sırasında birtakım yan etkiler meydana gelebilir. Bu yan etkiler genellikle hafif seyretmekle birlikte doğru önlemlerle yönetilebilir. İlk olarak, uygulama sonrasında cilt altına yerleştirilen kanüller nedeniyle kızarıklık ve hafif şişlikler oluşabilir. Bu tür reaksiyonlar, tedavinin doğal bir parçası olarak kabul edilir, birkaç saat içinde geçer.
- Geçici Kızarıklık ve Şişlik: Tedavi alanında hafif bir ödem ve kızarıklık gözlemlenebilir.
- Morluklar: Kan damarlarına yakın bölgelere yapılan enjeksiyonlar nedeniyle nadir de olsa morluklar oluşabilir.
- Alerjik Reaksiyonlar: Alerjik yapısı olan hastalar, kullanılan maddelere karşı reaksiyon gösterebilir.
- Uzamış Ödem, özellikle gözaltı bölgesinde gevşekliği olan ileri yaş hastalarda daha görülen bir komplikasyondur.
Genellikle bu yan etkiler birkaç saat ile birkaç gün arasında kendiliğinden geçer. Alerjik reaksiyonlar ise çok daha nadir görülür fakat potansiyel olarak ciddi olabilir. Bu nedenle, alerji öyküsü olan bireylerin tedaviye başlamadan önce bu durumu hekimlerine bildirmeleri önem taşır. Steril koşulların sağlanması ve deneyimli bir doktor tarafından uygulamanın yapılması, yan etki risklerini minimize eder.
Göz Altı Işık Dolgusu Sonrası Alınması Gereken Önlemler
Göz altı ışık dolgusu sonrasında, tedavinin etkinliğini korumak için dikkatli olunmalıdır. İşlem yapıldıktan hemen sonra sıcak banyo yapmaktan kaçınmak gereklidir, ancak ilk gün içinde duş alınabilir. Ayrıca, tedavi sonrası ilk hafta boyunca ağır fiziksel aktivitelerden uzak durulmalıdır. İşlem sonrasında ilk iki hafta süresince:
- Aşırı sıcaklardan kaçınılmalıdır.
- Güneşten korunulmalıdır.
İşlem sonrası yüz yıkama konusunda, yarım saat bekledikten sonra yüzün yıkanabileceği bilinmelidir. Yüzde oluşabilecek kızarıklık, morluk veya şişlik, temizlik için bir engel teşkil etmez.
Göz Altı Dolgusunun Kalıcılık Süresi
Göz altı dolgusunun etkisi, hastanın cilt yapısına bağlı olarak değişir. Çoğunlukla tedavinin etkileri bir yıldan bir buçuk yıla kadar sürer. Ancak bu süreç, kişinin deri özelliklerine ve ten rengine göre farklılık gösterebilir. Dolayısıyla dolgunun yeniden uygulanması gerekebilir.
Göz Altı Işık Dolgusu ve Göz Sağlığına Etkileri
Göz altı ışık dolgusu, göz ve çevresi için genellikle güvenli kabul edilir. Yine de, işlem sonrasında bazı geçici yan etkiler meydana gelebilir:
- Şişme
- Kızarıklık
- Geçici morluk
Bu yan etkiler genellikle üç ile beş gün içinde kendiliğinden düzelir. Ancak, tedaviye başlamadan önce alerjik reaksiyon riski taşıyan kişilerin durumu, bir uzman tarafından dikkatle değerlendirilmelidir. Bu sayede, olası alerjik reaksiyonlar önceden tespit edilerek gerekli önlemler alınabilir. Böylece tedavi, hem etkili hem de güvenli bir şekilde uygulanabilir.
Göz Altı Işık Dolgusunun Alternatif Tedaviler Nelerdir?
Göz altı ışık dolgusunun yerine en sık uygulanan alternatif yağ enjeksiyonudur. Yağ enjeksiyonu mikro ve nano-greft tekniği ile uygulanarak göz altındaki çukurların doldurulması ve koyu mor halkaların düzelmesi için kullanılır. Yağ enjeksiyonunun avantajları;
- Kalıcı bir yöntem olması
- Mor halkaların düzeltilmesinde en etkili yöntem olması
- Göz altı ışık dolgusunda olan uzamış ödem gibi komplikasyonların olmamasıdır.
- Kendi dokunuz olduğu için reaksiyon vermemesidir.
Yağ enjeksiyonunun dezavantajları
- Girişimsel bir işlem olması
- Erken dönemde ödemin daha fazla olmasıdır ancak bu geçicidir.
- Yağ enjeksiyonuna ait rutin riskleri barındırmasıdır.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesini 2005 yılında bitirdim. Aynı yıl uzmanlık eğitimi için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne Plastik, Estetik ve Rekonstrüktif Cerrahi kliniğine girdim. 2011 yılında uzmanlığımı aldıktan sonra, gerek Kars Devlet Hastanesi’nde mecburi hizmetim sırasında gerekse Kocaeli Darıca Farabi Devlet Hastanesinde kendimi geliştirmeme olanak sağlayan pek çok ameliyat yaptım. Devamında ise kişisel özelliklerim doğrultusunda Özel Hastanelerde çalışma kararı aldım ve bu doğrultuda pek çok özel hastanede (Özel Eryaman, Özel Keçiören ve Özel Kudret İnternational Hastanesi) çalıştım. 2015 yılının sonlarından 2018 Mayıs ayına kadar Özel Bodrum Acıbadem Hastanesinde çalıştım. Bu süreçte ilk 1.5 yıl boyunca Prof. Dr. Mehmet Mutaf ile birlikte özellikle yanık ve yaralı yüzlerin rekonstrüksiyonu, mikrotia ve çocuk konjenital anomalileri alanlarında çalıştım. Ardından kısa süre İzmir Özel Ekol Hastanesinde Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi uzmanı olarak çalıştım. Şu anda İzmir’de, kendi özel kliniğimde hizmet vermekteyim.
Bir yanıt yazın